From this earth This grave This dust My god shall raise me up i don't trust Şizofrenikti votka dakikasında mezesiz bu akşam Dibine vurduk ömrün her bir akşam Dönen dolapların da kurdu olmuş bak paşam Tek kelamım olacak "Hadi burdan naş be denyolar!" Tirbuşonla açmadık şarapları Ayrıyeten yok biri ortamında şov meraklısı şoparların Hakikaten de sevgi beş kuruş mu gözlerinde Bence gençliğinde geç verilmiş her bir eyleme Ömrü siktir et de beni de eyleme Kalemi ver, umudu bekle Bekle gelmez işte, işim de çok gücüm de Gücüne gitmesin ve öyle tövbe keyfe denk giden ve tek dönen Ömrümün eteklerinde akşamüstü doğudan esti yel Mahremin transparan, özele inmeden bir geyiğe gel Entel ortamında ekşiden copy paste, modele gel Tipini gördük aynı pergel, bir hafta beklemem ki zaten Öyle boş gidip gelen endemin yönünden Tek bir milyon etmeyen heveslerimle kelepirin dibinde yaktım içlenişleri Duyamadım ki seslenişleri, zâti boş geçerdi günleri Gerisi laf (laf) Evvela kafamda tek bir yargı vardı, sardım onu da yarına sakladım Bir türküden esinlenip de bedeni çayıra saldım Çaldım karaya bağları, salladım (salla) yasakları Yaprak üstü akşamüstü yürüdü kafa da çürüdü Tek bir gündü, yirmi bir de küstü Döngüsünde masalar üstü nokta düzdü Cigara döndü söndü, koluma tek bir iz bıraktı o da bağırıma Harcanan zamanların bir tafrasıydı Gerisi mezara vurulacak bir kazma Nazarında kalacak kârına, yani aklımın tam ortasında Dank eden bu kavga, kırk yılın bir sırtı Safça saldırır ki benle aynı derdi anlatır mı Çok kan aktı, tek bir sonbaharda göllerinde gördük ölümü Her dünün de gününü gömdük öyle güldük Öyle çözdük aklımız sıra, gerisi lafta kaldı Ayrılık zamanı tek kelamım olmadı Bu adam işte akşamüstü tek bir umudu sattı Sonrasında ağlayan o gözleriyle pek yalandı Kısaca yarını sattı, pek bir kasmadı Yüreği salladı, gerisi lafta kaldı pek bir safsataydı